16 Ağustos 2009 Pazar

2. Haftanin Ardindan...


Galatasaray, Turkcell Süper Lig 2. hafta karşılaşmasında Ali Sami Yen'de Denizlispor'u 4-1 yendi. Karşılaşmada takımımızın golleri 45. ve 67. dakikalar da penaltıdan Kewell, 59. dakika da Arda Turan, 74. dakikada Burak kendi kalesine attı. Denizlispor'un golü ise 40. dakikada da Angelov kaydetti.
Milli macin ardindan ve ligdeki kolay rakiplerden biri olarak kabul edebilecegimiz Denizlispor´a karsi bir rotasyona girilmesi bekleniyordu,ama Frank Rijkaard´in savunmanin dört adamini birden degistirmesi ve orta sahada da Ayhan´in yerine Baris ile baslamasi ve üzerine de ilk golü yiyen taraf olusumuz kafalarda süphe ve maca dair cekinceler uyandirdi.Denizlispor savunmasinin,ilk yari biterken yaptigi penalti sonucu,Galatasaray icin ikinci yariya korku-gerilim türü bir film gibi baslanmayacagini gösteriyordu.
45. Dakikada gelen penalti golü ile silkelenip kendine gelen Aslan,ikinci yariya daha olumlu isler yapmaya cikip,bunu da sahaya yansitti.Macin adami olarak hemen hemen herkesin hemfikir olacagini düsündügüm Keita,Denizlispor´un sol kanadini sürklase etti,ver-kac sonucu yaptirdigi penalti,Baros´a bos kaleye gol attirma cabasina girip yanlislik ile Denizlispor defansina attirdigi goldeki driplingi ve daha bir cok calimi,depari vs.. (bütün bunlari yaparken,Denizlispor defansinin kendisine kademeli savunmasi vardi) ile ilerleyen haftalara da damgasini vurmaya aday oldugu izlenimini verdi.
Defans hattinda Ugur´un 90 dakikayi tamamlamasi bizleri hayli sevindirdi,Konya´daki o talihsiz andan beri dualarin üzerinden eksik olmadigi Ugur yavas yavas istenilen düzeye gelmeye basliyor.Emre´ler den Asik olani takimin oyun kurmasina defanstan yardim edip,Denizlispor ataklarinda da tam konsantrasyon ile elinden gelenin en iyisini yapti yine.E.Güngör ise yenilen goldeki hatasini saymaz isek vasat bir oyun ortaya koydu.Solda Volkan Yaman cikana kadar takimin en cok kosan ismiydi,ileri cikislari ve yaptigi ortalar ile tehlike yaratti.
Orta sahayi emanet alan Mustafa,Baris ikilisinden Baris oyunu kurarken hep defans ile paslasarak ve beklerden birinin bosluk bulmasini bekleyip topu ona aktararak sisteme bagli kaldi,bir iki güzel kafa sutu ile gole cok yaklassa da ismini skor tabelasina yazdirmayi basaramadi,Mustafa Sarp ise sürekli pozitif oyununa bu macta da devam etti,belki göze batmayan oyunu nedeni ile bu kadar yildiz ve teknik ayagin yaninda cok göze batmayabilir ancak takima faydasi en fazla olan oyunculardan biri oldugu asikar.
Hücum hattinda ise,Arda bu haftada da bos gecmedi yine golünü atti,anne-babasina hediye ettigi golle takimin bir anlamda vites yükseltip rahatlamasina da sebep oldu.Keita gibi Arda´ya da kademeli ve birden fazla oyuncu ile yapilan savunma dolayisi ile zor anlar yasasa da Büyük Kaptan yine iyi performans gösterdi macta.Kewell iki penalti vurusundan buldugu gollerle takima galibiyeti getirenlerden birisi idi,kendisini daha cok sut cekerken gördügümüzde daha cok skor üretecegini saniyorum.Kral Baros ise yine her zamanki gibi cok caliskan ama gecenin sanssiz ismydi,Keita´nin savunmaya carpip giren golü Baros´a gelse,atip belki gol sayisini 1 ile sinirli birakmayacagi bir mactan golsüz ayrildi.Kendisine verilen destek cok hostu ve olmasi gerekendi.
Teknik ekip,dedigim gibi yaptigi rotasyon ile sasirtti.Ama sonunda kazanan haklidir,Frank Rijkaard´in UEFA Avrupa Ligi maci öncesi yorgun olabilecegini düsündü Milli oyunculari dinlendirip,belki de formayi kapabilmeleri icin digerlerine sans vermesi gecenin en önemli olayiydi belki de futbol acisindan.ocamiza ve Teknik Heyete duyulan eksiksiz güvenle birlikte onlarin da,bilgi-birikim ve tecrübeleri ile beklenen basarilar gelecektir.
Bu sefer son söz Tribünlere;
Gercekten son zamanlarin en iyisiydi Denizlispor macinda Ali Sami YEN Tribünleri.Uzun zamandir böylesine canli,yüksekten ve coskulu bir "re re re ra ra ra" duymamistim ve daha niceleri.Bu sene Ali Sami YEN kombinesi olanlar,hem sahada oynanan futboldan dolayi hem de ultrAslan´in bu her hafta bir öncekinden daha iyi olan performansindan dolayi,cok mutlu bir sezon gecirecekler umarim.

14 Ağustos 2009 Cuma

Benzemez Kimse SANA...

Arjantin´in ünlü Boca Juniors Kulübü altyapi antrenman sahasinin bir duvarinda "bir gün hepiniz maradona olabilirsiniz,ama che asla" tarzinda bir seyler yazili imis.

Düsünür dururum ben de,ayni mantiktan yola cikarak;"hepiniz bir gün gol krali olabilirsiniz,ama Metin Oktay asla" seklinde florya´da Futbol Akademisinin calisma yaptigi sahalara yazilsa,ne kadar da güzel olur.

Bu fikriyata varmamin sebeplerinden birisi de,biz ne kadar 10´un yerine belki 10´un yanina birilerini eklemek istersek isteyelim,kimse 10´un gibi olamiyor.


not:benim ne che ile nede tam karsiti düsünceye sahip kimse ile isim olmaz,benim siyaset ve politika ile isim olmaz

12 Ağustos 2009 Çarşamba

1. Haftanin Ardindan...


Erken acilan sezon ile birlikte ve ligin ilk haftasi nem orani ve sicakligin futbolcuyu en cok etkileyebilecegi bir vakitte oynadi Cimbom.Federasyon Baskani her ne kadar Avrupa Ligi ön eleme macinda Ali Sami YEN´de,Adnan Polat´in yaninda olsa da,bazilarina "hic merak etmeyin kaldigimiz yerden devam edecegiz" dercesine ve inatla o saatte oynatti maci.


Bazi densizlerin Devlet Televizyonunda,Galatasaray´in "kolay goller bularak basladi" dedigi macta,erken atilan iki golden sonra,G.Antep bir silkinme istegi ve ev sahibi olmasi dolayisi ile yüklenir gibi oldu,bu dakikalarda kalede Leo Franco cepheden gelen toplarda basarili oldugunu gösterdi seyredenlere.


Defansin saginda Sabri,önünde daha tam kapasite ile olmasa dahi iyi bir Keita olmasindan ve/veya Teknik Ekibin de telkinleri ile yerini muhafaza eder bir görüntü icindeydi,son dakikalarda sebep oldugu penalti pozisyonunda stoperlerimizin kademesine girmesi,mactan kopmadigini gösterir.Savunmanin orta ikilisi,Milli kuleler orta saha cizgisi ve daha ilerisinde gerceklesen pas trafigini gören izleyiciler icin dogal olarak paslari ile elestirildi,bir cok pozisyonda ayni bölgeye kosu yapmalari eksileri olarak göze carpti.Sol bek Hakan Balta tek ve uzun paslarla takim hücumuna katki yapmaya calisa da bunda pek basarili oldugu söylenemez,ancak yinede herzamanki Hakan´dan cok ama cok farkli bir performans izlemedik,yine özverili ve saglamciydi.


Orta sahada ise Ayhan ve Mustafa Sarp´in,pek uzun sayilmayacak bir dönemdir beraber oynamalari ile dogru orantili bir sekilde uyumsuzluk hakimdi.Mustafa Sarp´a takim arkadaslarinin daha cok güvenip,topu kendisi ile daha cok bulusturmalari ile hücum yönü cok daha iyi bir Mustafa izleyecegimizi düsünüyorum.Aydin,M.Netanya macindan sonra rakibin kuvveti dogrultusunda ayni performansta olmasa bile dogru yerlerde topla bulusup,olumlu isler yapti oyunda kaldigi sürede.Aciklarimizdan bir digeri Keita,ilerisi icin cok umutla bakmamiza neden olan cok iyi niyetli ve direk skora giden oyun tarzi ile sevindirdi ama rakibi ile carpisip yerde kaldigi pozisyonda da bir o kadar kokuttu.Bu oyun sisteminde basarili olurmu,olamazmi tartismalari arasinda Milan Baros yine takimin caliskanlarindandi,ilk golde yaptigi asistin zamanlamasi ile kalitesini bir kez daha ortaya koydu.Kewell tutuktu istediklerini gerceklestirmekte zorlandi ama bu takimda her zaman yeri olan "Oz Büyücüsü´nün" her an bir seyler yapabilecek kapasitede olusu takim arkadaslarine ve taraftara güven veriyor,Nonda ise,takimdan ayrildi-ayrilacak vs.. tarzi konusulanlara bakmadan gollerini atmaya devam ediyor,topu hic bekletmeden kaleyi görür görmez vurdugunda daha bir degerli oluyor.


Ve Arda Turan,nam-i diger Büyük Kaptan;

Tribünlerin sevgilisi Kaptan,bu sezonun ilk maci ile baslayan resitaline topu ayagina aldigi her an bir önceki kaldigi yerden devam ediyor ve izleyene gercekten büyük keyif veriyor.Attigi gol ve yaptigi iki asistle gecenin kahramaniydi adeta.Su ana kadar yasina bakmaksizin kendisine yüklenen sorumluluklari ve verilen görevleri eksiksiz yerine getiren Kaptan üstüne ekleyerek cok daha iyi olacak gibi.


Teknik Ekip ise sanirim bu sezona ve takip eden bir kac sezona damgasini vurmaya cok yakin olan bu takimin en önemli parcasi konumunda.Frank Rijkaard ve ekibi alcak gönüllü ve sadece islerine konsantre olmus bir sekilde,kulübeden güven veriyorlar.Soyunma odasinin kapsinda tek tek herkesi tebrik ederek karsilayan Hocamizi saygi ile selamliyorum.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Gurbet'te hep birşey eksiktir



Bazen gurbet yaşanır bazen ise AŞK...
Gurbet'te yaşarken hep AŞK düşünülür, hep o hayal edilir ve vardır ya kavuşma anı; işte onun özlemi yaşanır yürekte...
Şimdilerde ise AŞK var...
ama nedense insan o kederli, hayaller içinde, umutlar içinde, ufuğa doğru dikilmiş gözü yaşlarla yaşadığı özleme hasret kalıyor...


belkide bu özlem o günleri beraber geçirdiği insanların şimdik bu AŞK'ı yaşarken yanında olmayışındandır...


şu anda AŞK var, ama onunu uğruna sabahlanan geceler yok... uğruna fırtınalı gecelerde yazılmış pankart yok, uğruna kırmızı şarap eşliğinde söylenen besteler yok... uğruna yaşanılan kardeşlik yok...



şimdik onlar yoklar ama AŞK var... ama hangisi gurbet? hangisi hasret? orada AŞK'dan uzak yaşanılan gurbet ise buradaki yaşanılan duygular nedir?



burada gönlümüze heryer sarı-kırmızı ama orada bu renklerin sağladığı gülümseme burada eksik...

orada AŞK'a hasret burada ise oradaki dostlara... orada yaşananda gurbet, burada yaşananda...


Gurbet'te hep birşey eksikmiş... bunu öğrettiler bu sefer... Sarı-Kırmızı güller var, ama açmıyorlar... çünkü Gurbet'te hep birşey eksiktir...


dipnot: affına sığınarak yazılmıştır...

4 Ağustos 2009 Salı

Hep Böyle OL...


Gözyasim ol;

Ama aglatma ki,hic gitme benden.



Düsüncem ol;

Hic dile gelmeden,hep kal aklimda.



Alkolüm ol;

Gir kanima,damarima sarhos et beni.



Zindanim ol;

Müebbet ile sonuclansin seninle olan davam.




Yakinim ol,bir yanim hep sen ol
S.E